AŞK VE SEVGİ…

Ben kendimi bildim bile hatta yaptığım araştırmalara göre “Aşk” hep “Kalp” ile anlatılmaya çalışılır. Evet, insanların kalbi aşkın doğuşuna en büyük nedendir, pompaladığı kan duygularımızın doğmasına coşmasına neden olur ama aslına bakarsanız aşk aslında beynin yönetiminde olan duyularımızın yarattığı duygunun adıdır. Nedense “Aşk” kalp ile sembolize ediliyor aslı beyin olmalı diye düşünüyorum. Yani aşk kalplerde değil beyinde yaşanıyor.
Aşk kimilerine göre uzun sürelerde yaşanır kimilerine göre kısa ve geçicidir. Bana göre beyinde başlamayan aşk asla uzun süreli olamaz çünkü beyinde başlayan aşkın döneceği nokta sevgidir. Bu nedenle önemli olan aşkın süresi değil bu dönemi tutkulu ve en iyi şekilde yaşamak tır. Aşk bir gün bitecektir ama sevgiye dönüşmüşse asla bitti gözüyle görülemeyecektir.
İnsanlar hayatı boyunca hep aşkı ararlar bulamadıkları zaman çok zor durumlara düşerler, sevgiye dönüşmeyen aşk taraflarda sosyal ve psikolojik sorunlara da neden olabilir diye uzmanlar. Aynen katılıyorum yalnızlığını kapatmak geçmişte yaşadıklarından intikam almak kendini ve başkalarını sorgulamak amacıyla yaşanan birlikteliklerin aşk olması asla mümkün değildir. Seks tutkunları hatta bağımlıları için aşk ve sevgiden bahsetmek bu iki muhteşem duyguya hakaretten başka bir şey değildir…
Bazı şöhretli kişilerle yapılan röportajlarda uzun evliliklerinin nedenini soranlara “ bunca yıl hiç bitmeyen aşkımız” deyip “o aşk hala bitmedi” diyenlere gülüp geçiyorum ben. Aşk birkaç yıl sonra sevgiye dönüşmemişse asla devamlı olamaz. Onlar farkında değiller ya da bilerek sevgiyi küçümsemektedirler. Yaşadıkları uzun sürede birbirlerine bağlayan aşk değil aşkın dönüştüğü sevgidir oysa…
“Aşk ve sevgi ne imiş bülbüllere sor, bülbüllerin dert ortağı güle sor” diyen şair haksız mı?
Yüreğinizden sevgi bedeninizden sağlık asla eksik olmasın…
İyi günler dileklerimle…

Erdoğan Özgenç