Bir Ayrigin Hikayesi

By , in Yaşanmış Gerçek Aşk Hikayeleri on . Tagged width:
Kadın adama derki: Tenimde bırak izlerini…
Adam kadına derki: Tenin ateşten bir kor, küllenir dokunuşum…
Şimdi daha iyi anlıyorum ruhunun derinliklerinde yüzüme vuran öksüzlüğünü…
İçimizdeki karanlıkta ellerimizle yoklaya yoklaya tanıdığımız hayatın bizi yeniden var edişini, her geçen gün anlam kazanan ruhumuzun hoyratlığımızla körelişini..
Görüyorum ayrılık pusuya yatmış sevgili.. İçimde açılan boşluğun bana verdiği acıyı, yabancılaşan bakışlarında tükenen beni anlatabilseydim sana, gitmemen adına bu denli yalvarır mıydım sevgili?
Kararlılığında ezilir yüreğim, intiharın eşiğinde kendinden geçmisş ruhumun içimi gıcıklayan cığlığıyla belki yeniden seversin umuduna sımsıkı bağlanışım bundandır sevgili.
İlk defa bakamıyorum gözlerine. İçimde korkak bir çocuğun tecrübesiz yaklaşımıyla dudaklarını okuyorum yalnızca. Her kelimende bin defa olup, suskunluğunda avuntular yaratıyorum kendime.
Uzaklaşıyor sesin sevgili.
Karşımda duran bedenine inatla uzaklaşıyor. Bir kez daha yüzümde patlıyor bu aşkın hazin kaderi. Silkelenip uyanmak istedikçe bu kâbustan, gerçeğin kucağında buluyorum kendimi.http://askhikayeleri.ufoss.com
Nasıl başlamıştı bu hikaye. Ya da nasıl kaptırmıştık kendimizi habersizce.
Umarsızca yaşıyorken birbirimizi, neydi bir anda birbirimizi tanınmaz kılan?
Hatırlıyorum bana ilk `merhaba` deyişini ve o merhabanın ardında değişen kaderimizi. Soluğunu duyuyorum sevgili, beni ilk öptüğünde hızlanan soluğunu. Teninde kaybolan gençliğimin bir kadın edasıyla yeniden varoluşunu, kadının oluşumu. Utançla karışık bir gururun ruhumu okşayışını anımsıyorum, ne kadar coşkuluyduk hayata. Başıboş düşler kurar, sabırsızca gerçekleştirmeye çabalardık. Günleri kovalardık yeni umutlarla. Sensiz geçmek bilmeyen zaman, seninle nasılda tükenirdi.
Aldığın çiçekler çoktan soldu sevgili. Yüzümde çizgilerin var, saçlarımda da gölgen. Ne zaman aynaya baksam yorgun yüzümde seni buluyorum. Kalbimde bir sizi boğazımı düğümluyor. Parmağımdaki halkanda olmasa bir hayale adanmış sayarım ömrümü.
Yanımdasın sevgili, bana uzak düşen yakınımda… Bilmediğim kararsızlıklar içinde pişmanlıklardasın. Bana ait olmayan başka bir hayatta kavgalardasın. İzmariti dudağını yakan sigaranın o son dumanındasın. Kulağımı çınlatan sessizliğinde kaderimizin bizi nereye sürüklediğini düsünüyorum. İçinde bulunduğumuz bu sonun ne zaman son bulacağını anlamaya çalışmak, bizi bekleyen ayrılığa daha bir düşman ediyor beni.
Ellerimi tutuyorsun sevgili, Ellerin titriyor Sarıyorsun beni, kalbin çok hızlı atıyor sevgili Gözlerin gözlerimde
Yeniden gelseydim hayata, en başa dönebilseydim bir kez daha yaşamak için tüm ömrümü….
Gözlerin doluyor sevgili… Sesin çatlıyor… İçim acıyor sevgili.. Ruhum namluya o son kurşunu takıyor….
Yine severdim seni? Sonunu bile bile severdim… Müebbet bir acıya mahkum kalacağımı bile bile severdim.
Ve ruhum tetiği çekiyor.
Peki neden kan akmıyor! Neden hâlâ kalbim çarpıyor, soluk alıyor!
Ellerini tutuyorum
Ellerim titriyor
Sarılıyorum, kalbim yavaşlıyor
Gözlerim acıyla gözlerinde
Gözlerine baktığım o ilk an anlamıştım yazgımı. Tüm ömrümün senin yoluna adandığını. Seninle ikinci kez doğduğumu, seninle yaşlanacağımı ve sen gidince…
Gözlerim doluyor… Sesim çatlıyor… Ruhum kanamaya başlıyor…
Ve sen gidince bu hayatta zamanımı dolduracağımı. Zamanım dolmak üzere hissediyorum. Bir masalın sonundayız şimdi. Bir kaderin sonunda. Seninle paylaşmaksa bir ömrü, bu masalın dilden dile anlatılacak tek hatırasıdır sevgili. Seni ne kadar sevdiğimi anlaman için harcamalıydın tüm ömrünü sevgime. Oysa sen hâlâ hayattasın bak sevgili…
Gözlerim kararıyor, gözlerimdeki karanlıkta kaybolmaya başlıyorsun sevgili Son defa sesleniyorum sana: Tenimde bırak izlerini giderken. İzlerinle dağılsın bedenim.
Tenin ateşten bir kor, küllenir dokunuşum. Pışmanlığına hüküm giydim. Bilmedi kalbim zindanını. Bilemedi hâlâ seni sevdiğini…http://askhikayeleri.ufoss.com
Yaşamak kadar gerçek olan ne var. Bizi bu gerçekten uzaklaştıran aşktan başka. Kim kaçmayı başarmıştır ki, ömrü boyunca aşık olmaktan? Ömre ömür katan, ömürden ömür çalan; yaşama yeni yollar açan, açılan yolları çıkmazlara sokan aşk, nasıl da insanın sırazesi ile oynar.

Kadın adama derki: Tenimde bırak izlerini…Adam kadına derki: Tenin ateşten bir kor, küllenir dokunuşum…
Şimdi daha iyi anlıyorum ruhunun derinliklerinde yüzüme vuran öksüzlüğünü…İçimizdeki karanlıkta ellerimizle yoklaya yoklaya tanıdığımız hayatın bizi yeniden var edişini, her geçen gün anlam kazanan ruhumuzun hoyratlığımızla körelişini..
Görüyorum ayrılık pusuya yatmış sevgili.. İçimde açılan boşluğun bana verdiği acıyı, yabancılaşan bakışlarında tükenen beni anlatabilseydim sana, gitmemen adına bu denli yalvarır mıydım sevgili?
Kararlılığında ezilir yüreğim, intiharın eşiğinde kendinden geçmisş ruhumun içimi gıcıklayan cığlığıyla belki yeniden seversin umuduna sımsıkı bağlanışım bundandır sevgili.
İlk defa bakamıyorum gözlerine. İçimde korkak bir çocuğun tecrübesiz yaklaşımıyla dudaklarını okuyorum yalnızca. Her kelimende bin defa olup, suskunluğunda avuntular yaratıyorum kendime.
Uzaklaşıyor sesin sevgili.
Karşımda duran bedenine inatla uzaklaşıyor. Bir kez daha yüzümde patlıyor bu aşkın hazin kaderi. Silkelenip uyanmak istedikçe bu kâbustan, gerçeğin kucağında buluyorum kendimi.
Nasıl başlamıştı bu hikaye. Ya da nasıl kaptırmıştık kendimizi habersizce.Umarsızca yaşıyorken birbirimizi, neydi bir anda birbirimizi tanınmaz kılan?
Hatırlıyorum bana ilk `merhaba` deyişini ve o merhabanın ardında değişen kaderimizi. Soluğunu duyuyorum sevgili, beni ilk öptüğünde hızlanan soluğunu. Teninde kaybolan gençliğimin bir kadın edasıyla yeniden varoluşunu, kadının oluşumu. Utançla karışık bir gururun ruhumu okşayışını anımsıyorum, ne kadar coşkuluyduk hayata. Başıboş düşler kurar, sabırsızca gerçekleştirmeye çabalardık. Günleri kovalardık yeni umutlarla. Sensiz geçmek bilmeyen zaman, seninle nasılda tükenirdi.
Aldığın çiçekler çoktan soldu sevgili. Yüzümde çizgilerin var, saçlarımda da gölgen. Ne zaman aynaya baksam yorgun yüzümde seni buluyorum. Kalbimde bir sizi boğazımı düğümluyor. Parmağımdaki halkanda olmasa bir hayale adanmış sayarım ömrümü.
Yanımdasın sevgili, bana uzak düşen yakınımda… Bilmediğim kararsızlıklar içinde pişmanlıklardasın. Bana ait olmayan başka bir hayatta kavgalardasın. İzmariti dudağını yakan sigaranın o son dumanındasın. Kulağımı çınlatan sessizliğinde kaderimizin bizi nereye sürüklediğini düsünüyorum. İçinde bulunduğumuz bu sonun ne zaman son bulacağını anlamaya çalışmak, bizi bekleyen ayrılığa daha bir düşman ediyor beni.
Ellerimi tutuyorsun sevgili, Ellerin titriyor Sarıyorsun beni, kalbin çok hızlı atıyor sevgili Gözlerin gözlerimde
Yeniden gelseydim hayata, en başa dönebilseydim bir kez daha yaşamak için tüm ömrümü….
Gözlerin doluyor sevgili… Sesin çatlıyor… İçim acıyor sevgili.. Ruhum namluya o son kurşunu takıyor….
Yine severdim seni? Sonunu bile bile severdim… Müebbet bir acıya mahkum kalacağımı bile bile severdim.
Ve ruhum tetiği çekiyor.Peki neden kan akmıyor! Neden hâlâ kalbim çarpıyor, soluk alıyor!
Ellerini tutuyorumEllerim titriyorSarılıyorum, kalbim yavaşlıyorGözlerim acıyla gözlerinde
Gözlerine baktığım o ilk an anlamıştım yazgımı. Tüm ömrümün senin yoluna adandığını. Seninle ikinci kez doğduğumu, seninle yaşlanacağımı ve sen gidince…
Gözlerim doluyor… Sesim çatlıyor… Ruhum kanamaya başlıyor…
Ve sen gidince bu hayatta zamanımı dolduracağımı. Zamanım dolmak üzere hissediyorum. Bir masalın sonundayız şimdi. Bir kaderin sonunda. Seninle paylaşmaksa bir ömrü, bu masalın dilden dile anlatılacak tek hatırasıdır sevgili. Seni ne kadar sevdiğimi anlaman için harcamalıydın tüm ömrünü sevgime. Oysa sen hâlâ hayattasın bak sevgili…
Gözlerim kararıyor, gözlerimdeki karanlıkta kaybolmaya başlıyorsun sevgili Son defa sesleniyorum sana: Tenimde bırak izlerini giderken. İzlerinle dağılsın bedenim.
Tenin ateşten bir kor, küllenir dokunuşum. Pışmanlığına hüküm giydim. Bilmedi kalbim zindanını. Bilemedi hâlâ seni sevdiğini…
Yaşamak kadar gerçek olan ne var. Bizi bu gerçekten uzaklaştıran aşktan başka. Kim kaçmayı başarmıştır ki, ömrü boyunca aşık olmaktan? Ömre ömür katan, ömürden ömür çalan; yaşama yeni yollar açan, açılan yolları çıkmazlara sokan aşk, nasıl da insanın sırazesi ile oynar.